Yazılar2024-05-15T17:59:34+03:00

Budalalık, aşk ve sanat

Ayşe Acar Cumhuriyet Pazar – 13.10.2024 Aklın kıt olması veya akıldan uzak olmak çağdaş dünyada eksiklik olarak görülebilir. Oysa budalalık gerçekliğe çıplak biçimde tanıklık etmek olarak da görülebilir. Yaygın görüşe göre budalalık aklın düşük bir seviyesi olarak kabul edilir. Kıt akıllı olmak bir taraftan gündelik yaşam becerisine ilişkin bir yetersizlik olarak değerlendirilirken bazen de bu dünyada mutlu olmanın bir koşulu olarak görülür. Budala kelimesinin eski Yunancadaki anlamlarından biri oldukça dikkat çekicidir. “Budala” (idiotes) yalın, kendine özgü ve biricik anlamlarına da gelen bir kelimedir. Mario Perniola kelimenin bu anlamını “gerçek” ne ise onun dışavurumu olarak yorumlar. “Gerçek, tam da kendi [...]

Kategoriler: Cumhuriyet Gazetesi Yazıları|Yorum yok

Simya: Taştan insan yapma sanatı

Ayşe Acar Cumhuriyet Pazar – 29.09.2024 Antik çağların gizemli çalışmaları günümüzde hâlâ merak uyandırıyor. Baz elementleri altına dönüştürmek mümkün müdür? Çağdaş dünyanın rahatlıkla “Hayır!” yanıtını vereceği bir sorudur bu. Peki simyacılar kalay, gümüş, kurşun ve cıvadan altın yapabileceklerini mi zannediyorlardı? Simyacılar hakkında Artephius şöyle diyor: “Her kim simyacı filozofların yazdıklarını simgesel değil de harfi anlamda anlarsa asla kurtulamayacağı bir labirentin bucaklarında kaybolur.”  Kendimizi böyle bir labirente sokmadan konuyu anlamaya çalışalım. Hayat nedir? Akıl nedir? Kuvvet nedir? Bu temel sorularla ilgili olan simyacıların tarihi kökenlerini bulmak için Khem diyarına yani Mısır’a gitmemiz lazım. Alkemi ve kimya sözcüklerinin kaynağı olarak gösterilen [...]

Kategoriler: Cumhuriyet Gazetesi Yazıları|Yorum yok

Var mısın ki?

Ayşe Acar Cumhuriyet Pazar – 15.09.2024 Yüzyıllar öncesinden günümüze hatta yapay zekâ çalışmalarına ışık tutan büyük Türk filozofu Farabi’nin bilincinde bir yolculuğa ne dersiniz? Farabi’nin yaşamı boyunca 117 eser kaleme aldığı söylenir. Bu eserlerden yalnızca 25’i günümüze ulaşmıştır. Bilimleri tasnif ediş biçimi Avrupalı bilim insanları tarafından da kabul edilmiştir. Ona göre bilimler fizik, matematik ve metafizik diye üçe ayrılır. Tüm dünyada “ikinci öğretmen” diye anılır. Malum birinci öğretmen olarak kabul edilen kişi Aristoteles’tir. Aristoteles’in anlaşılmasında Farabi bir mihenk taşı görevi görür. Bu konuda nasıl titiz çalıştığını şuradan anlayabiliriz, “Aristo’nun Kitabü’n Nefs” (De Anima) isimli eserinin bir nüshası üzerinde Farabi’nin [...]

Kategoriler: Cumhuriyet Gazetesi Yazıları|Yorum yok

Barış koyun çocukların adını

Ayşe Acar Cumhuriyet Pazar – 01.09.2024 Bugün 1 Eylül yani Dünya Barış Günü. Peki gezegenimize kalıcı barış hiç gelmeyecek mi? “Oyunu sever bütün çocuklar birdirbir, uzun eşek, körebe bu yüzden anlamı aynıdır, değişmez oyun sözcüğünün halkların dilinde (Oyun koyun çocukların adını)” Gazeteci, şair Refik Durbaş’ın “Barış koyun çocukların adını” şiiri, çocuklara ve barışa yazılmış en güzel şiirlerin başında gelir. Tüm dünyanın barış içinde yaşadığına yönelik bir düş kurduğumuzda çoğumuz bu hayalin içinde çocukların sevinçle oraya buraya koşuşturduğunu görürüz. Savaşların durdurulması, barış istemi her şeyden önce yaşayan ve henüz doğmamış çocuklar içindir. Dünya tarihi pek çok kez savaşa tanık oldu, [...]

Kategoriler: Cumhuriyet Gazetesi Yazıları|Yorum yok

‘Benim Kâbem insandır’

Ayşe Acar Cumhuriyet Pazar – 18.08.2024 Hacı Bektaş Veli’yi anma etkinlikleri bu hafta 61. kez yapılıyor. Bu satırlar da Hünkâr’ı duyan kulakların çoğalması dileğiyle yazıldı. “Hararet nardadır sacda değildir, keramet baştadır tacda değildir, her ne ararsan kendinde ara Kudüs’te, Mekke’de, Hac’da değildir.” Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin bir sözüdür bu. Kudüs, Mekke ve Hac’da aranan tanrısallığın ancak kendilikte bulunabileceğini söylüyor ve bu nedenle ekliyor: “Benim Kâbem insandır.” Tanrı’nın kendilikle ilişkilendirilmesi Alevi-Bektaşi geleneğinin temel düşünceleri arasında yer alır. “Allah’ı unuttular, Allah da onlara kendilerini unutturdu,” ayetiyle (59:19) kendilikle Tanrı arasındaki ilişkiye dikkat çekilirken aynı zamanda Hz. Muhammed’in “Kendini bilen rabbini bilir” [...]

Kategoriler: Cumhuriyet Gazetesi Yazıları|Yorum yok

Başka bir insan: Sokrates

Ayşe Acar Cumhuriyet Pazar – 04.08.2024 Socrates belki de antik Yunan’ın en çirkin insanıydı ama onun içinde başka bir insan vardı. Platon’un ailesi Atina’nın en önde gelen aristokrat ailelerindendir. Babası, kentin son kralı olan Kadros’un soyundan gelirken annesi kentin ilk yasa koyucusu olan Solon’un torunlarındandır. Platon, antik Yunan denildiğinde tüm dünyaya örnek gösterilecek bir soy geçmişine sahiptir. Yazdığı diyalogların başkahramanı olan Sokrates’in ise Platon’dan bütünüyle farklı bir hikâyesi vardır. Babası bir heykeltıraş, annesi bir ebedir ve aristokrat değildirler.  Sokrates’le Platon’u birlikte düşünmek bize silen heykellerini hatırlatabilir, güzellikle çirkinliğin bir aradalığı. Nietzsche’ye göre Sokrates, Yunan’ın ilk çirkin şahsiyetidir. O kadar [...]

Kategoriler: Cumhuriyet Gazetesi Yazıları|Yorum yok

10. yüzyılda konuşulanlar

Ayşe Acar Cumhuriyet Pazar – 21.07.2024 Felsefeyi bilimin hizmetçisi gibi görmek ve bilimi teknolojiye indirgeyip teknolojideki ilerlemeden kendimize pay çıkarmak, içinde bulunduğumuz düşünsel düzeyi görmemize engel oluyor. İhvan-ı Safa veya Safa Kardeşleri (Musahipler), 10. yüzyılda Basra’da ortaya çıkan bir topluluktur. Temsilcilerinin kim olduğu hâlâ tam olarak bilinmemektedir. Bireysel ayak izi bırakmayan bu topluluğun dünya, insan ve Tanrı görüşü kendilerinden sonra gelen pek çok filozofu ve inanç gruplarını etkilemiştir. Onlara “arınmış kardeşler” de denmektedir. Arınma ve kardeş olmayı inancın temel unsuru olarak kabul etmek, bugün Alevi-Bektaşi geleneğinde musahiplik kavramıyla sürmekte. Arınmış kardeşlikteki amaç özgürlüğü merkeze alan, mülkü paylaşan, eşitlikçi ve [...]

Kategoriler: Cumhuriyet Gazetesi Yazıları|Yorum yok

ChatGPT ile felsefe

Ayşe Acar Cumhuriyet Pazar – 07.07.2024 Yapay zekânın düşünce dünyasında insan aklının yerini alıp alamayacağını, kendisi aracılığıyla felsefe tarihinin önemli düşünürlerine sordum. Yapay zekânın insanların yapıp ettiği işlerin büyük bir bölümünü devralacağı aşikâr. Mekanik ve rasyonel işler dışında edebiyata, şiire, sanatın her dalına yönlendirildiklerini de biliyoruz. Jean Baudrillard’ın deyimiyle insan “ortadan kaybolma sanatı”nı sonunda icat emiş gibi görünüyor. Platon yaşıyor olsaydı bu olup bitenlere acaba ne derdi? ChatGPT’ye bu soruyu sordum hatta işin içine Aristoteles’i de kattım. “Platon ve Aristoteles yaşıyor olsalardı yapay zekâda bilinç konusunu nasıl değerlendirirlerdi?” Aldığım yanıt şöyle: “Platon insan bilgisini idealara ulaşma süreci olarak görür. [...]

Kategoriler: Cumhuriyet Gazetesi Yazıları|Yorum yok

Dostluğa cesaretiniz var mı?

Ayşe Acar Cumhuriyet Pazar – 23.06.2024 Kuzey İtalya’da bir gölde kayık üzerinde üç kişi vardır; ilk kadın psikanalistlerden Lou Salome ve iki filozof, Paul Ree ile yakın arkadaşı Nietzsche. Lou birdenbire ayağa kalkıp elbiseleriyle kendini suya bırakır. Gözlerindeki ışıltı saçlarına değmekte, gülüşü nehrin üzerinde duran güneşe karışmaktadır. Nietzsche, Ree’ ye dönüp “Bu ne şimdi!” der. İkisi de şaşkındır, ikisi de Lou’ya âşık. İlk reddedilen Ree olmuştur. Ree arkadaşı Nietzsche’nin de Lou’ya âşık olduğunu bilir ve onu uyarır; “çok umutlanma!” Umutluydu Nietzsche. Çıktıkları bir kır gezisinde cesaretini toplayıp Lou’ya şöyle dedi: “Seninle evlensek, çocuklarımız olurdu...” “Evet, belki. Ama bu evlenmek [...]

Kategoriler: Cumhuriyet Gazetesi Yazıları|Yorum yok

Tüketici özgürlük oyunu

Ayşe Acar Cumhuriyet Pazar – 09.06.2024 Kendi olma iddiası içindeki çağdaş insan sonsuz seçeneklerle dolu bir katalog içinden kendisine sunulan kimlikleri seçtiğini unutmamalı. “Ben kimim?” Bu soruya çağdaş öncesi dönemde toplumsal roller ve kurumlar yanıt verir. Çağdaş zamanlara geldiğimizde bu soru bireylerin tek tek yanıtlaması gereken bir sorumluluğa dönüşür.  “Nasıl yaşamalıyım? Kim olmalıyım? Elbette kendim olmalıyım.” Burada kendi olmaktan kastedilen ötekilerin istediği bir şey değil bizatihi kendimin belirlediği şey olmaktır. Tarihsel bir varlık olmam, şimdiki zamana ait koşullar, toplumsal ilişkiler beni yönlendirmemelidir, benliğimi kurma görevi bana aittir. Gerçekten öyle midir? Zygmunt Bauman durumun pek de öyle olmadığını söylüyor. Yazının [...]

Kategoriler: Cumhuriyet Gazetesi Yazıları|Yorum yok
Go to Top